Simante ve Vidalı Kuronların Teknik ve Biyolojik Açıdan Karşılaştırılması
Amaç: Bu derlemenin amacı implant üstü metal seramik kuron uygulamalarında en sık görülen komplikasyonları değerlendirmek; farklı bağlanan kuronların kırıkları, çatlakları ve yumuşak doku uyumlarını karşılaştırmaktır.
Materyal ve Yöntem: Bunun için Medline, Pubmed, Science Direct, Wiley online kütüphanesi, Taylor&Francis ve Cochrane kütüphanelerinden 2009-2015 yılları arasında yayınlanan literatürlerden toplamda çalışmaya dahil edilen 10 çalışma kriteri bulundu.
Sonuçlar: Dört araştırma, vidalı protezlerde teknik komplikasyonların daha sık görüldüğünü göstermiştir. Buna rağmen iki çalışmada simante protezlerin teknik komplikasyona daha açık olduğu görülmüştür. İki araştırmada dişeti altına kadar inen abutment marjininin peri-implant aralıkta daha fazla segment artığı bırakaraktığı görülmüştür. Dört çalışmada simante protezlerin biyolojik komplikasyonlara daha yatkın olduğu sonucuna varılmıştır, bununla birlikte iki çalışmada simante kuronların çevresindeki dokularda biyolojik komplikasyonların gözlemlendiğini göstermiştir.
Varılan Sonuç: Son beş yılda yapılan literatür araştırmalarında vidalı kuronların daha çok porselen çatlakları, kırıkları ya da vida kayıpları gibi başarısızlıklara sebep olduğu; simante kuronların ise daha çok peri-implant yumuşak doku enflamosyonu ya da patolojik kemik rezorbsiyonu gibi biyolojik komplikasyonlara sebep olduğu gözlenmiştir.
GİRİŞ
Dental ark efektlerinde implant destekli çözümler uzun ömür, iyi estetik ve konfor açısında birinci seçenek haline geldi. Protez yapımında uygulanan dental implantlardaki en önemli karar, kuron ve implanta bağlanan abutment arasındaki bağlantı tipini seçmektir. Bu bağlantı simante ya da vidalıdır. Her iki bağlantı tipinin de avantajları ve dezavantajları vardır. İmplant ve kuron bağlantı tipini seçmeden önce protez uzmanı; kuron ve abutment değişiminin olası gerekliliği ve uygunluğunu, peri-implant yumuşak doku sağlığını, sement artığının temizlenebilirliğini, okluzal mesafeyi, protezin estetiğini, marjinal ve okluzal hassasiyeti, pasif uyumu, kuron-abutment-implant-kemik yüklemesindeki basınç, retansiyon, maliyet ve uygulama kolaylığı ve protezde oluşacak komplikasyon olasılıklarını değerlendirir.
Bu çalışmanın amacı, implant üstü protezlerdeki en sık karşılaşılan biyolojik ve mekanik komplikasyonları tanımlamak; porselen kırıkları ve çatlaklarına neden olan biyomekanik özelliklerin etkisini değerlendirmek ve farklı bağlanan kuronların yumuşak dokular üzerindeki etkilerini karşılaştırmaktır.
TARTIŞMA
İki implant ve kurun bağlantı tipi de başarılı tedavi sonuçları sağlayabilir. Simante restorasyonlar, vidalı restorasyonlara kıyasla ısırma sırasında daha gelişmiş kuvvet yükleme özellikleri sunan pasif uyum sağlar. Simante kuronların bir diğer avantajı ise imalatı kolay ve maliyetinin daha düşük olmasıdır. Vidalı protezlerin temel avantajı, yenisiyle değiştirmek veya implant abutmentine zarar vermeden ağız hijyeni prosedürlerini uygulamak için çıkarılabilmesidir. Simante restorasyonlarda abutmentin doğru pozisyonunu bilmeden restorasyonu kaldırmak daha zordur ve bu genellikle abutmentin zarar görmesine sebep olur. Gerektiğinde bunları çıkarmayı kolaylaştıran bazı kuron imalat teknikleri vardır. Kuronun metal altyapısı ile kaynaşan porselenin oklüzal yüzeyinin işaretlenmesi, enine vida kullanmak ve lingual retrieval slot mekanizması yapmak. Simantasyondan önce ve sonra dijital fotoğraflar da kullanılır. Okluzal güzel işaretlenmezse, radyografi değerlendirme abutmentin pozisyonunu tanımlamada yardımcı olabilir. Simante kronlar, genelde oklüzal yüzeyin yaklaşık %50’sini kaplayan ve porselen bütünlüğünü kesintiye uğratan oklüzal vida erişim deliği olmadan, implant konumunun yanlışlığını telafi edebilir ve restorasyonun daha iyi estetik görünümünü ve hassasiyetini sağlayabilir. Bu şekilde metal altyapının ve tüm kronun bütünlüğü elde edilir. Simante protezlerin en önemli dezavantajlarından birini çözmek için vidalı erişim delikleri ile simante kuronların üretimi önerildi. Da Rocha, vidalı erişim kanallı 8 simante kuron ve 8 simante metal kuron test etmiştir. Döküm üzerindeki simante abutmentin ayrılmasına kadar üniversal yük test makinesi kullandı ve vidalı erişim deliği bulunan simante kuronlara kıyasla daha iyi tutunma üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığını kanıtladı. Sherif S, 214 tek implant destekli vidalı ve simante metal- seramik restorasyonu olan 102 hastayı test etti. Vidalı ve simante gruplar arasında kullanım ömründe istatiksel olarak anlamlı bir fark bulamadı. Buna rağmen, Cicciu sonlu elemanlar analizini kullanarak araştırma yaptı. Bu yöntem, fonksiyon sırasındaki basınç yükünü ve implant çevresindeki kemik üzerindeki etkisini ölçmek için tasarlanmıştır. Araştırma sırasında, araştırmacılar biyomekanik ve mühendislik tekniklerini kullanarak ve 400N aksiyal kuvveti uygulayarak her iki implant sistemini de karşılaştırdı. Oklüzal yüzeydeki stres dağılımı, vidalı kuron üzerinde simante kurondan daha yüksekti. (22MPa – 10MPa) Yanlış oklüzal yüzey nedeniyle, fonksiyonel yükleme dağılımı eşit değildir ve vida erişim deliğini çevreleyen porselen en çok etkilenir ve bu da kırıklara neden olur. Al-Omari, simante restorasyonların, vidalı restorasyonların ve vida erişim delikli simante restorasyonların çatlak ve kırıklarını karşılaştırdı. Karşılaştırma, porselen kırığı için vida erişim delikleri olan kuronların erişim deliği bulunmayan kuronlara göre daha az güç gerektirdiğini göstermiştir. Nissan, 381 tek implant destekli metal-seramik restorasyonu olan 38 hastayı inceledi. Vidalı protezlerde porselen kırıklarının simante protezlere göre daha sık meydana geldiğini kanıtladılar. Abutment vida kaybı, vidalı protezlerde simante protezlerden daha yaygındı. Freitas, implant-kuron bağlantı tipinin implant-abutment-kuron dayanıklılığını nasıl etkilediğini analiz etti. Metal kuronlu 84 implant test edildi ve simante protez grubunun vidalı protez grubundan daha yüksek güvenilirlik sunduğunu gösterdi. Wattneben, vidalı ve simante restorasyonlardaki başarısızlık miktarını karşılaştırdı. Desimantasyon ve abutment gevşemesinin simante restorasyonlarda daha karakteristik olduğunu belirlerken, vidalı kuronlarda porselen kırıkları daha yaygındı. Sailer, vida gevşemesinin vidalı kuronlarda daha sık meydana geldiğini fark etti. Vidalı kuronların teknik başarısızlıklara karşı daha duyarlı oldukları sonucuna vardı.
Vidalı protezler, azalmış interoklüzal yüksekliği olan klinik durumlar için daha avantajlıdır, çünkü simante kronlarda yeterli retansiyon elde etmek daha zordur. Protez uzmanı, simante kuron kullanılmamasına karar verirken, peri-implant yumuşak dokulara siman ekstrüzyonundan veya simante protezlerde yaygın olan zor ve zararlı siman giderme prosedürlerinden kaçınabilir.
Bazen artık simanı fark etmek ve çıkarmak zordur. Bu durumlar çeşitli biyolojik komplikasyonlara veya peri-implant yumuşak doku hasarına, alveolar kemik rezorbsiyonuna ve son olarak implant kaybına neden olabilir. Yumuşak doku, implant ve diş arasında farklılık gösterir. Peri-implant dokuları Dişetini dişe bağlayan ve yeterli bir bariyer sağlayan sharpey lifleri içermez. Oturma sırasında simanın hidrolik basınçtan etkilenmesinin ve en az direnç yönünde, yani peri-implant sulkusuna akmasının nedeni budur. Siman çıkarılmazsa, periferik implant dokularını subgingival diştaşına benzer şekilde tahriş etmeye başlar ve bu da implant kaybına neden olabilecek enflamatuar süreçlere neden olur. Radyografik inceleme, kuron oturduktan sonra peri-implant dokularında herhangi bir artık fazla simanın varlığını tespit etmek için kullanılan invazif olmayan bir yöntemdir. Araştırmanın başarısı, simanın miktarına ve tutarlılığına, marjinal bütünlüğe, oturma sırasındaki kuvvetlere, abutment malzemesine, şekline ve fazla simanın lokalizasyonuna bağlıdır. Wadhwani, resin simanların ancak çapları 2mm veya daha fazla olduğunda tespit edebileceğini kanıtlarken, premier implant resin simanı radyografi görüntülerde tespit edilemez. En radyoopak simanlar çinko içeren simanlardır. Siman zamanında çıkarılmazsa, hasta implant bölgesinde kötü koku, iltihap ve fistüllerin varlığından şikayet edebilir. Klinik olarak, cep derinliği ölçümü sırasında artan cep derinliği ve kanama ile ortaya çıkar ve sinüzit semptomları da olabilir. Abutment marjini subgingival olarak yerleştirilse bile peri-implant sulkusa siman ekstrüzyonunu kontrol etmek genellikle imkansızdır.
Linkevicius, abutment marjininin dişeti ile ilgili pozisyonunun artık siman miktarını nasıl etkileyebileceğini araştırdı. Gömülü implant analogları ve esnek yumuşak doku taklidi olan 25 döküm kullandılar. Siman ile tutunan metal kuronlar, reçine ile modifiye edilmiş cam iyonomer simanı kullanılarak farklı marjın pozisyonuna sahip münferit abutmentler üzerine simante edilmiştir. Simantasyon ve simanın temizlenmesinden sonra kuronlar çıkarıldı ve değerlendirildi. Araştırma, restorasyon marjinlerinin subgingival olarak daha derine yerleştirildiğinde, tespit edilemeyen siman miktarının daha yüksek olduğunu gösterdi. İki yıl sonra Linkevicius, in vido araştırma yapmış, 53 hastaya reçine modifiye cam iyonomer siman kullanarak oklüzal delikli 53 tek implant destekli simante metal seramik restorasyon uygulamıştır. Abutment – kuron ünitesi söküldükten sonra değerlendirme yapıldı. Marjın subgingival olarak daha derine yerleştiğinde, tespit edilemeyen siman fazlalığı artmıştır. Korsch, metakrilat siman kullanarak simante edilen 126 adet implant üstü protezi incelemiştir. İmplantların %59,5’inde siman artığı bulundu, bu implantların %80’inde cep derinliği ölçümünde kanama tespit edildi. Kuronların çıkarılması, geçici siman kullanılarak yeniden şekillendirilmesinden sonra cep derinliği ölçümü sırasında kanamanın %76,9 oranında azaldığı görülmüştür. Wilson TG Jr, peri-implantit pozitif bulgular veren 42 implantı endoskopik olarak değerlendirdi. Kalan siman artığı ile peri-implant yumuşak doku hastalıkları arasında bir ilişki tespit etti. İmplantların %81’inin çevresinde siman artığı bulundu, çıkarılmasından 30 gün sonra vakaların peri-implant dokularındaki iltihap belirtileri %74 oranında kayboldu. Önceden belirtildiği üzere, Sherif, 214 tek implant destekli metal-seramik restorasyonu olan 102 hastayı incelemiş ve değiştirilmiş plak indeksinin 3 ve 60 ay sonra simante kuronların yanında daha yüksek olduğunu bulmuştur. Sulkus kanama indeksi, araştırma süresi boyunca simante kuronların yanında, yani 0, 3 ve 60 ay sonra daha yüksekti. Nissan, her iki bağlantı tipindeki başarısızlık miktarını karşılaştırdı. Bununla birlikte, Dişeti indeksi ve marjinal kemik rezorpsiyonunun vidalı kuronların çevresinde daha fazla olduğunu bulmuştur.
Wittneben, simante restorasyonların çevresinde fistül varlığı ve süpürasyonun daha sık görüldüğü sonucuna varmıştır. Sailer, ayrıca simante protezlerin çevresinde oluşan kemik rezorbsiyonlarının, vidalı protezlerin çevresinde olandan 2mm ya da daha fazla olduğunu tespit etmiştir. Bununla birlikte vidalı restorasyonlar daha fazla peri-implantit, fistül ve mukoza hipertrofi gibi biyolojik komplikasyon gösterdi. Peri-implant yumuşak ve sert dokuların durumunu etkileyen bir diğer çok önemli faktör, abutment ve kuron arasındaki mikro boşluklarda bakterilerin kolonileşmesidir. Tedavi edilmezse, bakteriyel enfeksiyon lokal iltihaplanmaya ve son olarak implant kaybına neden olabilir. Recani, bakteri miktarının (A. actinomycetemcomitans, P. gingivalis, T. forsythia, P. intermedia, T. denticola ve F. nucleatum) vidalı ve simante protezler arasında farklı olmadığını bulmuştur.
Yüksek kaliteli klinik çalışmaların eksikliği, protez implantları için hangi tekniğin daha iyi kullanıldığını tanımlamayı zorlaştırmaktadır. İmplant üstü protezlerde vidalı ve simante sistemlerin olası komplikasyonlarını değerlendirmek için daha fazla test grubu içeren daha fazla klinik çalışmaya ihtiyacımız var.
SONUÇ
Teknik açıdan vidalı kuronlar porselen çatlakları, kırıkları ve vida gevşemesi gibi daha fazla başarısızlık gösterdi. Simante kuronlar, peri-implant yumuşak doku iltihabı ve patolojik kemik rezorpsiyonu gibi daha ciddi biyolojik komplikasyonlarla sonuçlandı. Vidalı ve simante restorasyonların çevresindeki peri-implant yumuşak dokuların ve çevresindeki kemiğin durumu karşılaştırıldığında sonuçlar vidalı restorasyonlar açısından daha tercih edilebilir bulundu. Vidalı kuronlar, çıkartılabilirlik, daha iyi yumuşak doku sağlığı kontrolü ve sınırlı kuron yüksekliğinde kullanma gibi avantajlara sahiptir. Simante restorasyonlar, fonksiyon sırasında daha homojen yük dağılımı oluşturan daha iyi pasif uyum, estetik ve daha hassas oklüzal yüzey elde edilmesini sağlar. İmplant ile kuron arasında hangi tip bağlantının daha iyi seçim olacağına karar vermeden önce, vidalı ve simante kuronların tüm avantajlarını değerlendirmek çok önemlidir.