Zirkonyum İmplantların Çevresindeki Krestal Kemik Seviyesi ve Enflamasyon Parametreleri: Sistematik İnceleme
Özet:
Problem: Zirkonyum implantlar oral rehabilitasyonlarda kullanılmaktadır; fakat, krestal kemik seviyesi ve implant çevresindeki yumuşak dokuların sağlığını idame ettirebilme becerisi hakkındaki kanıtlar çok net değildir.
Amaç: Bu sistematik incelemenin amacı zirkonyum implantların çevresindeki krestal kemik kaybının (KKK) ve implant çevresindeki dokuların klinik olarak değerlendirilmesidir.
Materyal ve methodlar: “Zirkonyum implantlar krestal kemik seviyesi ve implant çevresindeki yumuşak doku sağlığını sürdürebiliyor mu?” sorusunun cevabı, 1977’den Eylül 2014’e kadar yazılan makale aramalarına odaklanılmıştır. Makale arama sırasında kullanılan anahtar kelimeler şu şekildedir: “dental implantlar,” “zirkonyum,” “alveolar kemik kaybı,” “periodontal ataşman kaybı,” “diş eti cebi,” “periodontal indeks.” İngilizce dışında yazılan makaleler, vaka raporları, araştırma makaleleri, bu araştırmanın dışında tutulmuştur.
Bulgular: 13 klinik çalışma dahil edilmiştir. Bunların 8’inde zirkonyum implant çevresindeki KKK’nin başlangıç zamanı ve takip aralığında karşılaştırılabilir bulunmuştur. Diğer 5 çalışmada zirkonyum implant çevresindeki KKK’nin takip süreçlerine bakıldığında ciddi derecede fazladır. Kontrol amaçlı olarak, titanyum implantların kullanıldığı çalışmalar arasındaki 2’si, zirkonyum implant etrafındaki KKK’nin fazla olduğunu göstermiştir. 1 çalışmada ise zirkonyum ve titanyum implantların etrafındaki KKK’nin karşılaştırılabilir olduğu görülmüştür. Zirkonyum implantların rapor edilmiş olan ağızda kalma süreleri %67,6 – %100 aralığındadır. Seçilmiş 11 adet çalışma implant çevresindeki enflamasyon parametreleri olarak rapor edilmiştir.
Sonuç: Yapılan çalışmaların dizayn ve metodolojilerindeki çeşitlilik sebebiyle, zirkonyum implantların çevresindeki krestal kemik seviyesinin ve çevre yumuşak doku sağlığının idamesine olan etkisi hakkında fikir birliğine ulaşmak zordur.
Diş hekimliğinde implantoloji alanındaki ilerlemeler sayesinde, bio uyumlu olan zirkonyum implantlar kısmi ya da total dişsiz hastaların tedavisinde kullanılmaktadır. Yapılan son klinik çalışmalarda Borgono ve arkadaşları, zirkonyum implant çevresindeki krestal kemik kaybının (KKK) uygulandığı günden sonraki 4 yıllık takip sürecinde karşılaştırılabilir olduğunu rapor etmiştir. Rapor edilen implantların ağızda kalma başarı oranı %100’dür. Benzer şekilde, Brull ve ark, 3 yıllık takipleri ve ağızda kalma oranı &96,5 olan zirkonyum implantların etrafındaki 0,1 mm KKK’nin karşılaştırılabilir olduğunu rapor etmiştir.
Dişsiz alanların tedavisinde uzun dönem başarı oranı %99,7 olan titanyum implantların sıklıkla tercih edilmesine rağmen, meydana gelen enfeksiyon, mukozit veya periimplantitis gibi komplikasyonlar da göz ardı edilemez. Karşılaştırma yapıldığında, zirkonyum implantlarda daha düşük bakteri bağlanması ve düşük periimplant enfeksiyon potansiyeli görülmüştür. Yapılan çalışmalarda ayrıca titanyum implantların, hassasiyet ve alerji gibi bağışıklık sistemi reaksiyonlarını meydana getirebileceğine de değinilmiştir. Bunun dışında, titanyum implant sebebiyle diş eti çevresinde, özellikle ince mukozalarda grimsi renkleşmeler veya diş eti çekilmesi gibi estetiği bozan durumlar olmaktadır. Bu biyolojik ve estetik komplikasyonlar, titanyum dışında alternatif bir malzeme arayışa neden olmuştur.
Yapılan son sistematik incelemelerde, Depprich ve ark, 56 aylık takipte olan zirkonyum implantların ağızda kalma oranlarının %74 – %98 aralığında olduğunu göstermiştir. Fakat, Depprich ve ark. yaptığı bu çalışmalardaki olası önyargı riski gözardı edilmemelidir. Krestal kemik seviyesinin dental implantların uzun dönem ağızda kalma başarısında önemli bir rolü olduğu, ayrıca implant çevresindeki yumuşak dokulardaki enflamasyon durumununda bu konudaki etkisi bilinmektedir. Fakat, plak indeksi, kanama indeksi, sondalama sırasında kanama durumu, periimplant cep derinliği ve klinik ataşman kaybı gibi önemli parametreler bu çalışmanın odağına alınmamıştır.
Bu bilgiler ışığında, bu çalışmanın amacı, zirkonyum implant çevresindeki krestal kemik seviyeleri ve klinik olarak implant çevresi dokularının enflamasyon parametrelerinin sistematik olarak incelemektir.
Materyal ve Methodlar
“Zirkonyum dental implantlar krestal kemik seviyesini ve implant çevre dokularını korumakta mıdır?” sorusuna odaklanarak aramalar yapılmıştır.
Diğer belirleyici kriter ise, orijinal çalışmalar, 12 aylık takibi olan klinik çalışmalar, krestal kemik kaybı ve zirkonyum implant çevresindeki enflamasyon parametrelerinin takibi ve sadece İngilizce yayımlanmış makaleler olarak belirlenmiştir. Editör yazıları, tarihi çalışmalar, yorumlamalar, deneysel (hayvan) çalışmalar, vaka raporları ve yayımlanmamış makalelere değerlendirmeye alınmamıştır.
Belirlenen kriterlerdeki çalışmalara ulaşabilmek için MEDLINE, EMBASE, CENTRAL, Scopus ve Google-Scholar dijital kaynakları elektronik olarak taranmıştır.
Bulgular
Toplamda 13 çalışmanın incelenmesine ve data analizlerinin yapılmasına karar verilmiştir. Seçilen tüm çalışmalar üniversiteler ve araştırma hastaneleri tarafından yapılmıştır. 3 çalışmada, titanyum ve zirkonyum implantlar karşılaştırılmıştır. 2 çalışmada sigara içenler dahil edilmiştir. 5 çalışmada, günde 10 sigaradan fazla kullanımı olan kişiler hariç tutulmuştur. Bütün çalışmalarda, KKK’nin geleneksel iki boyutlu röntgen incelemeleriyle ölçüler yapılmıştır. Takip aralığı ise 12 – 48 ay olarak belirlenmiştir.
Yapılan implant sayıları 14 – 150 adet arasında, çapları 3,5 mm – 6 mm arasında, boyları 6 mm – 16 mm olarak görülmüştür. Tüm implantlar agresif yüzey özelliklerine sahiptir. 11 çalışmada, tek parça implantlar kullanılmıştır. 3 çalışmada yapılan implantlar, diş eti açılarak ya da diş eti açılmadan uygulanmıştır. 4 çalışmada, implantlar çekim soketine uygulanmıştır. 6 çalışmada, implant uygulama sırasında rehber kemik rejenerasyonu prosedürleri uygulanmıştır. 2 çalışmada, implantlar uygulandıktan hemen sonra üzerilerine erken yükleme yapılarak dişleri de yapıştırılmıştır.
Tartışma
Başarıyla uygulanmış geleneksel titanyum implantların yapılmasından 1 yıl sonra 1,5 mm’den (rayolojik olarak patolojik bulgusu olmayan) fazla krestal kemik kaybına uğraması sıkça rapor edilmektedir. Bu inceleme sırasında dahil edilen çalışmaların 11 tanesinde, 4 yıllık takip sürecinde 1,5 mm’den fazla krestal kemik kaybı olduğu rapor edilmiştir. Bu yüzden, zirkonyum implantların çevresindeki krestal kemik seviyelerinin titanyum implantlarınki ile karşılaştırılabilir bulunmuştur.
Sonuç olarak, implant dizaynı, lokasyonu ve üst yapı restorasyonu, zirkonyum ve titanyum implantların çevresindeki krestal kemik seviyelerinin karşılaştırıldığı çalışmaları direkt olarak etkilemektedir. İleri dönemde zirkonyum ve titanyum implantların etrafındaki krestal kemik seviyelerine dair yapılacak çalışamalarda belirli standartlara ve protokollere sahip olmasına odaklanılmalıdır.
Bu incelemede, yapılan çalışmaların %38’i, takip edilen zirkonyum implantların çevresindeki KKK’nin ciddi seviyede olduğunu göstermiştir. Fakat, çalışmaların yaklaşık %62’sinde zirkonyum implantların çevresindeki KKK’nin ilk yapıldığı gün ve kontrol zamanları arasında karşılaştırılabilir olduğu görülmüştür. Bu durum, farklı değişkenlerin çeşitililiği olarak açıklanabilir. Alveol kemiğin yeniden şekillenmesi, implantların tek seansta ya da geleneksel olarak yapılmasında değişkenliğe sebep olduğu bilinmektedir. Literatür araştırmalarında, 5 çalışmanın 3’ünde, diş çekim esnasında ya da iyileşme sonrasında da yapılmış olsa zirkonyum implantların etrafında ileri derece kemik erimesi olduğu görülmüştür. Bu durum, zirkonyum implantların etrafındaki kemik miktarını kesin olarak tahmin edilmesini güç duruma sokmaktadır. Çekim yerlerinin iyileşmesi sonrasında ya da çekim seansında yapılan zirkonyum implantlara odaklanan araştırmaların KKK miktarının belirlenebilmesi için daha da çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Sigara kullanan hastaların dahil edildiği çalışmalarda hastaların bağımlılıklarının süresi rapor edilmemiştir. Sigara içmek, ağız içi cerrahi işlemlerin sonrasını tehlikeye atar ve KKK’yi arttırır.
Zirkonyum implantların düşük seviyede bakteri bağlanmasından dolayı implant çevresindeki yumuşak dokunun biyolojik cevabı oldukça kabul edilebilir seviyededir.
Sonuç
Yapılan çalışmaların dizayn ve metodolojilerindeki çeşitlilik sebebiyle, zirkonyum implantların çevresindeki krestal kemik seviyesinin ve çevre yumuşak doku sağlığının idamesine olan etkisi hakkında fikir birliğine ulaşmak zordur. İleri dönemde, belirli standartlara sahip methodlar kullanılarak randomize kontrollü çalışmalar yapılması gerekmektedir.